YouTube’un Yayın Politikası ve Sansürleri

Hazel Ç. E. tarafından

YouTube’un yayın politikasını anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Benim YouTube’u kullanmayı tercih etmekteki amacım, doğru bilgileri kullanan insanları tanımak ve nasıl başka içerikler üretiyorlar onları tespit etmek. Bugün doğru bilgiye erişebilirsiniz. Bu gerçekten ne duymak istediğinizle ilgili bir durum.

Kendimi bildim bileli bilimselliği ispatlanmış bilgileri takılıp etmeyi tercih ettim. YouTube ya da teknolojinin sunduğu diğer araçlar çıkmadan önce kaynaklarımı buna göre seçmeye özen gösterirdim. Şimdi çok daha fazla bilgi kaynağı var (doğru ya da yanlış), doğrunun ya da yanlışın ne olduğunu tespit edebilme yeteneklerimizin de keskinleşmesi gerekiyor.

Ben de bu yeteneklerimi sivriltebildiğim bir yerde çalışıyorum. Her gün yeni bir şey öğreniyorum.

Çalışmalarımız arasında toplantılar düzenlemek ve bilimsel kriterlere uygun bir şekilde yayınladığımız dergilerimiz var.

Dergilerimize şimdiye kadar herhangi bir sınır gelmedi. Toplantıları da rahatlıkla yapabiliyoruz ama toplantıları yaptıktan sonra YouTube tarafından kısıtlanmak gibi durumlarla karşılaşıyoruz. Bunlardan biri geçtiğimiz günlerde başımıza geldi. Bununla ilgili olarak da uzun zamandır sesini çıkarmayan bizler bir yazı kaleme almaya karar verdik. Yazıya hem Türkçe hem de İngilizce olarak ulaşabileceğiniz linkler burada:

Türkçesi: https://avim.org.tr/tr/Yorum/NEFRET-SOYLEMI-IDDIASIYLA-AVIM-E-KARSI-SIBER-ZORBALIK

İngilizcesi: https://avim.org.tr/en/Yorum/CYBERBULLYING-AGAINST-AVIM-FOR-ALLEGED-HATE-SPEECH

Madem görüşe çeşitliliğine tahammül yok, o zaman bence YouTube, benim de çekebildiğim şu videolardan oluşmaya devam edebilir:

https://www.youtube.com/watch?v=PZOtxzp11iU

İmkan sunarmış gibi görünen ama kendi kendine otorite olmaya çalışan insanlara ve mecralara olan antipatim her geçen gün büyüyor. Bi salın ya, bi salın… Herkes fikrini özgürce dile getirsin ama hakaret etmeden ve yalan yanlış şeylere başvurmadan… Ama tabii bu hem çaba hem de cesaret istiyor. Üzgünüm ama daha yolun başında bile değiliz insanlık olarak.